Mezra köyü, halk arasında Sadıklar Mezrası olarak bilinir. Köy mezarlığı, Kırmızıköprü-Mezra yolunun üzerinde yer alıyor. Mezra, bir zamanlar cıvıl cıvıldı. Köyden kente göç sürecinden Mezra da etkilendi. Köye yaşlı gözlerle veda eden köylüler Erzincan, İstanbul, Ankara, İzmir vd. kentlere yerleşti. 1960’lı yıllarda Almanya ya da Avusturya’ya çalışmaya giden gurbetçilerin bir kısmı çoluk çocuğunu da yanına aldı.
Almanya ve Avusturya’ya, İsviçre, İsveç ve Amerika da eklendi. Köyde birlikte top koşturduğumuz Ahmet Nuri (Çınar) ve Pülümür Lisesinin bileği güçlü öğrencilerinden Necmi Fırat’ın Amerika’ya yerleşme öyküsü pek eski sayılmaz. Onlardan yıllar önce yurt dışına yerleşenlerin çocukları için Türkiye artık anne ve babaların gözlerinden süzülen yaştı. Bazıları için acı bir öyküydü. Köyde bırakılan sevgili, mezarlıkta unutulan anne-baba, yıkılan ev barktı…
Çiçekle karşılandıkları Almanya’da zor günler onları bekliyordu. Kimi on yıl dayanabilmişti gurbete kimi yirmi yıl…
Vasiyetleri birdi:
Beni memleketimde toprağa verin…
1960’lı yıllarda tahta bavulla Almanya yoluna düşenlerden bazıları tahta bir ‘bavul’da döndüler köye… Tahta bavul ellerinde değildi bu kez. Dikdörtgen biçimli tahta bavula uzanmış, göz kapaklarını sonsuza kadar kapamışlardı. Uçak koltuğunda dönemediler memleketlerine. Koltukta ayrıldıkları memleketlerine bagajda kavuştular.
Onların özenle konulduğu tabut bagajlarda taşındı.
Vatan toprağında, memleket hasreti artık sona ermişti. Köylerinde gömülme isteği yerine getirilmişti.
MEZARLIK YIKILMAK ÜZERE
Mezra köyü mezarlığı şimdi yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya! Niçin mi? Yol yapım çalışmalarından dolayı! Peki bunun sorumlusu kim? Mağaraların önündeki yolu sağlamlaştırmak için birkaç yüz metrelik duvar yapmak yerine, yol genişleterek sorunu öteleyenlerin sorumsuzluğu, köy mezarlığının adım adım yıkılmasına neden olmuş. Köyde az sayıda insan yaşıyor. Köylüler mezarlığın etrafını çitle çevirmiş, çeşme yapmış, kulübe inşa etmiş. Çeşmenin suyu uzaklardan getirilmiş. Duvar yapımı, maliyetli bir iş. Köyde yaşayan az sayıdaki yurttaşın katkısıyla bu işin üstesinden gelinemeyeceği açık. O hâlde ne yapılmalı?
TUNCELİ VALİLİĞİ HAREKETE GEÇMELİ
Köy mezarlığının, bir mühendislik faciası olarak tanımlanabilecek yol yapım ve onarım çalışmalarından dolayı yıkılmaya yüz tutması, Devletin ilgili birimlerini göreve davet ediyor. Mezra Köyü Muhtarı Düzgün Arslan, duvarla ilgili başvurulardan bugüne kadar herhangi bir sonuç alamamış. Köylülerden Nuray Canerik’in, mezarlık duvarıyla ilgili CİMER’e yaptığı başvuru, Valilik tarafından Pülümür Kaymakamlığına havale edilmiş. Ne var ki, Pülümür Kaymakamlığına duvar yapımı için ödenek gönderilmemiş. Kaymakamlığın, ödenek yokluğundan dolayı duvarı yapamayacağı ortada. Bu durumda, Tunceli Valiliğinin, Pülümür Kaymakamlığına ödenek ayırması gerekir.
MANEVİ HATIRALARA SAYGI
Mezarlığın yıkılmasının, etkisi köyle sınırlı olmayan bir acıya yol açması kaçınılmazdır. Bir toplum, sadece maddi varlıklarına değil, manevi varlıklarına da sahip çıkmak zorunda. Tunceli’nin Pülümür ilçesine bağlı Mezra köyünün yol yapım/onarım çalışmalarında zarar gören mezarlığının onarılması, yetkililerin önünde duran önemli sorunlardan biridir. Mezarlığın o şekilde durması, gurbet elde yaşanan ölümler kadar insana acı vermektedir.