MEHMET GALİK

Erzincan’ın, yaşamımda çok önemli  bir yeri  var. Yaşamımdaki dönüm noktalarının başlangıç mekânı genelde burası oldu. 1953 yılıydı.  5 yaşındaydım. Kulağım önce iltihaplandı ardından  kurtlandı. Babam, beni tedavi için Kocatepe (Askireg) köyünden   sırtında taşıyarak buraya getirmişti. O zamanki Erzincan’dan aklımda bir iz kalmadı.  Sadece bizi konuk eden akrabamızın  evinin yakınında bir çeşme olduğunu, çevresinin her zaman  kalabalık olduğunu anımsıyorum.

Erzincan’ı Ulalar’dan koparan Vasgirt Deresi Kanalında suya rastlayana aşk olsun!

Erzincan’da kaç gün kaldığımızı hatırlamıyorum. Sağlık görevlileri kulağımı,  gözüme kocaman görünen, büyük  bir şırıngayla temizliyorlardı. Canim acımıyordu ama yine de ağlıyordum.  İşimiz bittikten sonra yolun müsait olduğu yere kadar arabayla, oradan da yaya olarak Munzur Dağlarını aşarak köye döndük.

Sağlık sorunu nedeniyle yaptığımız  bu zorunlu  seyahat dışında, ilkokulu bitirinceye kadar  bir daha köy  sınırları dışına çıkmadım.

KOCATEPE İLKOKULUNUN İLK ÖĞRENCİLERİ

1958 yılında köyümüzde ilkokul açıldı. 15-7 yaş aralığındaki  tüm çocuklar okula kaydedildiler. Ben de başlarken gerçekte 10  yaşında olmama rağmen,  nüfus kaydına  1951 doğumlu olarak işlendiğimden,   7 yaşında  kabul ediliyordum.  Okulumuza aslen  bizim köylü olan İbrahim Arslan (Seyitcemealoğlu) atanmıştı.

Erzincan Kavakyolu’nda dere kıyısında dikilen tabelaya göre kanal için 4 milyon 480 bin Avro harcanmış!

PÜLÜMÜR ORTAOKULU

1963 yılında ilkokuldan mezun oldum. Beni Pülümür Ortaokuluna kaydettiler. İki  ay burada kaldıktan sonra naklimi Erzincan’a  aldılar.  Burada  akrabam Habip Sert’in   evinde kalıyordum…

1960 öncesi yıllarda okullarda  Fransızca  ön plandaydı. Daha sonra İngilizceye önem verilmeye başlandı. Pülümür Ortaokulunda genelde öğretmen sorunu yaşanıyordu.  Derslere. kaymakam gibi eğitimli bürokratlar  ya da ilkokul öğretmenleri giriyorlardı. İngilizce öğretmeni bulmak zor olduğundan ve derslere girebilecek memurların yabancı dili Fransızca olduğundan, Pülümür Ortaokulu İngilizceye geçemiyordu.

Erzincan’da iki ortaokul vardı.  Birincisi şimdiki tarihî Erzincan Lisesi adıyla bilinen liseyle aynı binada eğitim verilen okuldu. Erzincan Lisesinin ortaokul bölümüydü. Yabancı dil, Fransızcaydı. Diğer ortaokulun yabancı dili İngilizceydi

Nakil belgemde yabancı dilim Fransızca yazılı olduğundan, Erzincan Lisesi  ortaokul bölümüne kaydım yapıldı. Burada beş yıl kaldım. Ortaokulu ve lise ikinci sınıfı bu okulda okudum 1968 yılında lise 3.  sınıf eğitimine başladığım  ilk ayda naklimi Kocaeli  İzmit Lisesine aldırdım.

Böylece 1963 yılının sonbaharında başlayan Erzincan’daki yaşamım, 1968 yılı sonbaharında sona erdi.

Erzincan Vasgirt Deresi’nin ‘ıslah’ çalışmaları, kafa karıştırıcı türden

ERZİNCAN’A YENİDEN DÖNÜŞ

2006 yılında iş hayatıma   son verip memlekete döndüm.  Artık sonbahardan ilkbahara kadar  İzmit’te, ilkbaharda Tunceli Pülümür’deki köyümde yaşamaya başladım. Bu yaşam tarzım on yıl  kadar sürdü. 2016 yılında Erzincan  Mimar Sinan Mahallesi’nde bir ev satın aldım. Soğuklar başlayınca buraya. taşınmaya başladım.  Şimdiki Erzincan 1968 yılında bıraktığım Erzincan’a benzemiyor. Benden sonra 1992’de  etkili bir deprem geçirmişti. Şehir her depremde daha sağlam zemine sahip olduğu düşünülen  batıya  ve kuzeye doğru genişlemeye başlamış.  

Bu genişleme sırasında, modern bir şehrin ihtiyaçları hesaba katılarak bir planlama yapılmamış. Her taraf  binalarla  doldurulmuş. Erzincan’in gençleri büyük şehirlere göç etmiş. Genelde yaşlı nüfus burada yaşamaktadır. Onların yürüyüş  alanlarına ve   parklara ihtiyaçları vardır. Park olarak sadece çocuk parkları düşünülmüş.

VASGİRT DERESİ KANALI ULALAR’I ERZİNCAN’DAN KOPARMIŞ

Oturduğum  Mimar Sinan  Mahallesi, batıda Erzincan’ın son mahallesidir. Ulalar ile arasında Vasgirt Deresi bulunmaktadır. Bu derenin her iki yakasına deprem ve inşaat atıkları dökülmüş. Zamanla şehir merkezi ve Ulalar birbirine  doğru genişleyerek  inşaat artıklarına   dayanmış. Atıkların kapladığı alan yapay  bir set  oluşturarak her iki yerleşim yerinin birbirine  daha fazla yaklaşmasına engel olmaktadır. Bu da yetmiyormuş gibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2017 yılında 4 milyon 480 bin Avro’ya tamamlanan bir projeyle, dereyi  ıslah ederek yaya geçişlerini imkânsız  hale getirmiştir. Dere yazın kuruyor, ilkbaharda suyun en çok olduğu zamanda  bile   derinliği  bir karışı  geçmiyor.

Koca kanal, Erzincan’ı ikiye bölen bir mimarlık ucubesi olarak tanımlanıyor.  

KARŞIYA TAŞ ATABİLİRSİNİZ AMA KANALI GEÇEMEZSİNİZ

Erzincan Mimar Sinan Mahallesi tarafından kanalın üzerinden bir taş atılsa Ulalar tarafına geçer. Ancak karşıya geçebilmek için yaklaşık 45 dakika yol yürümek gerekiyor. Çünkü kanal üzerinde yeteri kadar köprü kurulmamış.

Ulalar,  Erzincan Belediyesi  sınırları içine alındı.  Ancak Vasgirt Deresi’ne konulan bu yapay engele çözüm bulunmadığı sürece Ulalar ile Erzincan farklı iki yerleşim birimi olarak  kalacaktır.

6 yıldır Mimar Sinan Mahallesi’nde ikamet ediyorum. Pencereden baktığımda Ula’yı görüyorum, ancak Vasgirt Deresi üzerindeki kanal engeli yüzünden oraya gidemiyorum.

Vasgirt’in Erzincan tarafında beton bloklar ve mermer süsler yapılmış. Geniş bir alan, halı  saha  izlenimi veren bir betonla kaplanmış. Estetikten yoksun bu düzenlemelerle ilgili çalışmalar, Erzincan Belediyesi farklı bir partinin yönetimine  geçince durdurulmuş . Dökülen beton, yağmur ve kardan kabarmaya,  beton bloklar ve mermerlerle yapılan süsler parçalanmaya başlamış.

Erzincan Belediyesine bağlanan Kavakyolu’nu Erzincan’a bağlayan tek köprü!

ERZİNCAN, YAŞLI NÜFUSA GÖRE DÜZENLENMELİ

Erzincan’da iş sahası yetersiz olduğu için  gençler Batı’ya göç ediyor.  Bizim gibi. emekli olanlar da Erzincan’a geri dönüyor. Sonuçta yaşlı ve emekli nüfusu artıyor. Erkeklerin günleri kahve ile ev arasında,  kadınların günleriyse ev ile bahçe arasında geçiyor. Yaşlıların sağlığı hareketsizlikten dolayı  bozuluyor.

Belediye, her mahallede yürüyüş alanları için çalışma yürütebilir. Vasgirt Deresi’nin  iki yakasında düzenlemeye gidilebilir. Erzincan Belediyesi, yürüyüş alanlarında soluk alınabilecek kafeler açabilir.  Kafelerde belediye desteğiyle uygun hizmet sunulabilir.

Erzincan Mimar Sinan Mahallesi’nde hangi amaçla yapıldığı belli olmayan ve ve çoğu dökülen beton-mermer bloklar, estetik değerden yoksun.

Erzincan’da yapılan ucube sütunlar (Kaynak savurganlığı ve estetik bilinç eksikliğinin dışa vurumu. İkinci sınıf taşra siyaset esnafından başka kimsenin onaylamayacağı çağ dışı bir proje!)

 (Pülümür Haber, 3 Nisan 2023)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir