(Pülümür Haber)
Türkiye, tam anlamıyla bir yapı mezarlığı. İlkel tekniklerle yapılan köy evlerinin birçoğu, yıllara meydan okuyor. Yapı teknolojisinin geliştiği yıllarda yükselen yapılar genelde kısacık ömür sürüyor. İnsan ömrü uzarken, yapılar 14. Yüzyılda Avrupa’da kitlesel ölümlere yol açan bir tür ‘veba salgını’na yakalanmış durumda. İş makineleri, millî servetle yaratılan yapıları yıkmak için sahada. Yapılar için servet harcayan ülkemiz, kısacık ömür süren çürük yapıları yıkmak için de kaynak ayırmak zorunda kalıyor.
Devlet, Pülümür Meydanlar Mahallesi’nde, 1993’te, doğal yıkımlardan etkilenen vatandaşlar için toplam 180 konut yaptırdı. O konutlar, kullanıldıktan kısa bir süre sonra ‘dökülmeye’ başladı. Bazı vatandaşlar sorunu çeşitli platformlara taşısa da sonuç alamadı. 1993 yılında yapılan konutlar, vatandaşlar için tehlike oluşturduğundan, boşaltıldı.
Pülümür Kaymakamı Mehmet Çağatay Çakal, konutların yıkılması, konteyner kent kurulması çalışmalarını sahada yönetti. Şimdi konutlar birer birer yıkılıyor. Pülümür Meydanlar Mahallesi, toz duman içinde. Havaya karışan toz, ülkede giderek normalleşen çürümenin kanıtı. O konutları yaptıran müteahhitler, denetleyen mühendis ve mimarlar, teslim alan yetkililer acaba nerede?
Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşında… 100 yıllık Cumhuriyet, kaynak savurganlığı ve çürümenin sorumlularını yargı önüne çıkarmayacak mı?
(Pülümür Haber, 27 Mart 2024)