HASAN CANERİK

SÜRGÜN DEYİP GEÇME

Doğa razı olsun

Beni sürgüne gönderen felekten

Bir şair çekmese şair mi olur

Bu güzel Pülümür’ü nerede görürdüm ben

Nerede görürdüm ben

Bu alabalık cenneti akarsuları

Nerede görürdüm ben

Bu uçsuz bucaksız meşelikleri

Ben nerede dinlerdim

Tabur tabur kınalı keklikleri

Hasan İzzettin Dinamo (Sürgün Şiirleri)

Pülümürlü Cumhuriyet Savcısı İsmet Kemal Karadayı (Cumhuriyet hukukunun yılmaz savunucusu)

Hasan İzettin Dinamo’nun   bir sürgün olarak anlattığı bu küçük kasaba  ileride  edebiyatımızda, aydınlanma ve adalet savaşında  adından söz ettirecek   olan  İsmet Kemal Karadayı’nın doğduğu, ilk çocukluk dönemini geçirdiği, zihinsel ve duygusal alt yapısının oluştuğu  kasabadır. Yolları kesişen Dinamo ve Karadayı, aydınlanma savaşına bütün varlıklarıyla katılacaktır.

İsmet Kemal Karadayı (Pülümür Cumhuriyet Mahallesi’nin Türkiye’ye armağanı)

Hasan İzzettin Dinamo, İsmet Kemal Karadayı için şunları söyleyecektir:

 “Anadolu’nun en güzel, en yalçın bölgelerinin çocuklarından biri olan bu genç hukukçu, hukukçuluğunu bir hasır gibi yere sererek onun üzerine bağdaş kurup bu ülkenin yazgısı üstüne gerçek bir bilge olarak bağdaş kurup bu ülkenin yazgısı üstüne gerçek bir bilge olarak düşünmeye başlamış, böylece, en son aydınlarımızın en bilgeleri arasında kendisine bir yer ayırtmıştır.”  (Vatan, 7 Şubat 1978 )

İsmet Kemal Karadayı’yı tanıyan herkes Pülümür’ü bilir ve tanır. Çünkü Pülümür ve Tunceli, Karadayı’nın sadece çocukluk anılarında değil, yaşamının her döneminde hep önemli olmuştur. Pülümürlü yazar-şair bununla övünmüştür.

İsmet Kemal  Karadayı (Eserleriyle mutlu olan, mutluluk yaratan yazar ve şair)

Peki biz Pülümürlüler bu büyük edebiyatçı ve hukukçumuzu tanıyor muyuz? Kimdir İsmet Kemal Karadayı?

İsmet Kemal Karadayı’yı  yanılmıyorsam ilk  1999 yılında Erzurum Kongresi ile ilgili çalışma yapan Hüseyin Bulut hocamızdan duymuştum. Kongreye katılan Pülümür delegesi ile  ilgili bilgi toplamak istiyordu. İsmet Karadayı ismine ulaşmıştı, ama biz hiç duymamıştık. İsmet Kemal Karadayı’yı duymadığımız gibi Erzurum Kongresi’ne Pülümür’den bir delegenin katıldığından da  habersizdik.

İsmet Kemal Karadayı ile ilgili asıl bilgi yıllar önce gelen bir mesajı  anımsayan Alişan Aydın’daydı. Alişan Aydın,  o zaman Erzincan’da, Ordu Pasajı’nda çay ocağı işletiyordu. Gülümseyerek İsmet Kemal Karadayı’nın Pülümür kökenli bir hukukçu olduğunu ve Kadıköy’de yaşadığını söylemişti.

İsmet Kemal Karadayı ile üçüncü karşılaşmamız Kadıköy’de Akmar Pasajı’ndaki sahaflarda oldu. Arkadaşımla sahaflardaki kitapları karıştırırken İsmet Kemal Karadayı ile karşılaştık:                     Arınmalar

Bu karşılaşmalar, son zamanlara kadar gerçek bir tanımaya  ve tanışmaya dönüşmedi.

İsmet Kemal Karadayı İsmet Kemal Karadayı (Üretkenlik ve çalışkanlık)

İSMET KEMAL KARADAYI KİMDİR

Peki kimdir İsmet Kemal Karadayı?  Karadayı, kendisini şöyle tanımlıyor:

 “Bana nerede olursa olsun, ‘nerelisin’ diye sorsalar, ‘dünyalıyım, Türkiyeliyim, Tunceliliyim’ derim; bu gerçeklerle, anlamlarla, deyimlerle övünürüm. Övüncüm, ayrımcılıktan, bölgecilikten değil, toplumcu, insancı, uygarlıkçı inancımdan kaynaklanır ve başlar.” (Milliyet İl İl Türkiye Ansiklopedisi/Aydınlanma Savaşçısı İsmet Kemal Karadayı).

İsmet Kemal Karadayı

İsmet  Kemal Karadayı, 5 Haziran 1927 yılında Pülümür’ün Cumhuriyet Mahallesi’nde doğar. Annesi Rahime Hanım, babası Erzurum Kongresi’ne katılan Komiser Abbas Necati Efendi’nin sekiz çocuğundan biri olan Süleyman Sabri Bey’dir. Keman aşiretine mensup olan Süleyman Sabri,  Özel  İdarede memur olarak çalışmaktadır.  Kardeşi Sorgu Hâkimi Şevki Efendi’dir. İsmet Karadayı, Rahime Hanım ve Süleyman Sabri Bey’in sekiz çocuğundan, kızlarından sonraki en büyük erkek çocuğudur.

Cumhuriyet Mahallesi lise yıllarında derslerden sonra ya da dersleri astığımız zamanlarda en keyifli zaman geçirdiğimiz, Pülümür’ün belki de en yeşil yerlerindendir. Heyelan tehlikesinden dolayı boşaltılmıştı. Yıkılmış evlerin duvarları hüzün verse de bağ ve bahçeleriyle bize mutluluk verirdi.

İsmet Kemal KaradayıArınmalar’da,  çocukluğundan söz eder:

Anamdan emdiğim ilk süt, 1927 yılında Pülümür’de, Cumhuriyet Mahallesi’nde olmuş.  O mahalle ki  Bağdat’tan Erzurum Kongresi delegesi Komiser Abbas Necati’ye gelin gelmiş babaannemin bana ‘Kemal’  adını vermek istediği, ama Malatya ve Erzincan dolaylı, kaymakam torunlu, Çerkez dilekli  anneannemin ‘İsmet’im dediği yeşil, sulak, yüksekçe bir  yer, Cumhuriyet’in, ‘büyük bayram’ın  getirilmesiyle birlikte  adı Sabri olan babamın 17 yaşında sabırsız damatlık  yaşadığı bahçesi, konağı bol beldedir..”

“… ‘Mezra’ dediğimiz büyük bahçeli evde ‘köpek marka’ gramofonu ilk kez görüp dinlediğim 10-12 yaşlarımı; ağızdan dolma av tüfeğinin saçması bittiği için doldurduğum çakıl taşlarıyla avlanmaya çalıştığım zaman ellerimin üstüne düşen kuş parçalarını görür görmez  ‘avlanmaya paydos’ dediğim 14-15 yaşlarımı; dayıoğluyla, amcaoğluyla ilk ergenlikleri yaşadığımız 15-16 yaş tedirginlik ve ilkelliklerini; keçi ya da katır yolu yorgunluklarını, bağ bostan çayır sulamalarımızı; karşı sırtlara  ya da ayı inlerine sığınmış oğlakları geceye kalmadan bulup getirme, ucu çivili sopaların koşturduğu öküzlerle birlikte düven sürme, beş kilometre ötedeki aşağı mahalleye, emekli tapu memuru dedemize ışkın, kenger, dağ armudu yiyerek, güle oynaya yemek götürme görevlerimizi anımsadım.” (s. 28-29).

“Biz sekiz kardeştik. En büyük erkek çocuk bendim. Ablamı o ilkel koruma görevini (!) bile ben üstlenmiştim. Babam az maaşlı bir memurdu. Gecekondu tipi bir yerlerde oturuyorduk.” (Patlıcan Fidelerine Muska, s.140).

İsmet Kemal Karadayı

MEMLEKET SEVDALISI BİR AYDIN

İsmet Kemal Karadayı,  doğduğu topraklara duyduğu sevgiyi ve kültürel gelişimine etkisini şöyle ifade eder:

 “…. Ve kuşkusuz ki mertliği, cömertliği, konukseverliği, insana Bektaşice,  insanca, çağdaş, yenilikçi ilgileri, sevgileri… Tunceli deyince, duruluk, dürüstlük,  candarlık,  korkusuzluk, dostluk, okumuşluk, yılmazlık, değerbilirlik, yeniye açıklık vb. …” (Milliyet İl İl Türkiye Ansiklopedisi/Aydınlanma Savaşçısı İsmet Kemal Karadayı).

Doğduğu, çocukluğunun bir kısmını geçirdiği Tunceli Pülümür, ünlü hukukçunun kişilik gelişiminde önemli bir yer tutar: 

Ben’i, kişiliğimi oluşturan, bana bir şeyler kazandıran çocukluk ve ilk gençlik yıllarım, Tunceli- Pülümür-Erzincan anılarıyla  dolmuş ve gelişmiştir.”

 “Ben ilk ballı kaymağı, ilk dağ armudunu, ilk Frenk üzümünü, ilk yayık ayranını, ilk çoban kızı öpücüğünü orada tatmışımdır.

Oralar, benim geleneksel, bilinçaltı oluşumlarımın, yaratı yeteneklerimin sanırım ses kuyuları, giz başlangıçları olmuştur.” (Milliyet İl İl Türkiye Ansiklopedisi/Aydınlanma Savaşçısı İsmet Kemal Karadayı).

İsmet Kemal Karadayı

ERZURUM  LİSESİNDE FUTBOL TUTKUSU VE İLK YAZISI

Erzincan’da başladığı eğitimine babasının görevi dolayısıyla Erzurum’da devam eder. Ortaokuldan sonra Erzincan’da lise olmadığı için 1944-1947 yılları arasında Erzurum’da devam etmek zorundadır. Vecihi Timuroğlu, Fethi Naci,  Burhan Gürdoğan, Asım Bezirci ve  Emine Gemalmaz, okul arkadaşlarından bazılarıdır.  Vecihi Timuroğlu,  İsmet Kemal’in, lise yıllarında  futbola ilgi duyduğunu belirtir. Futbol meraklısı İsmet Kemal,  okulun kompozisyon, edebiyat ve felsefe derslerinin de parlak öğrencisidir.  Arkadaşı Prof. Burhan Gürdoğan ile birlikte çıkardıkları Sesimiz adlı okul gazetesindeki  ilk yazısı,  Liseli Kızlar’dır.  İlk makalesi, Yeni Erzincan Gazetesi’nin  10 Temmuz 1947 tarihli sayısında yayımlanır: Faydalı İnsan.  

ANKARA HUKUK FAKÜLTESİNDE KÜLTÜR VE EDEBİYATLA İÇ İÇE

Erzurum Lisesinden sonra Ankara Hukuk Fakültesinde eğitimini sürdüren İsmet Karadayı,  Ahmet Muhip Dranas, Cahit Külebi, Behçet Kemal Çağlar, Cahit Sıtkı Tarancı, Turgut  Özakman  gibi isimlerle birlikte kültür, şiir ve edebiyatın içinde keyifli, eğlenceli ve verimli bir dönem geçirir.

Üniversite sonrası Ankara ve Erzincan’da stajını tamamladıktan sonra 1954 yılında kurayla Samsun’un Alaçam ilçesine Cumhuriyet Savcısı olarak atanır (1954-1958).  1955 yılında, Batumlu bir öğretmen olan  Vasfiye Hanım’la evlenir. İki çocuğu  da burada doğar.

Ve ilk soruşturmasını da burada geçirir. Ardından DP’nin kararıyla Çorum Osmancık’a sürülür.

1959 yılında Yaşar Kemal’in seçtiği Otopsi başlıklı röportaj yazısı Cumhuriyet gazetesinde yayımlanır.

EDEBİYAT TUTKUNU BİR CUMHURİYET SAVCISI

İsmet Kemal Karadayı, mesleki çalışmalarının yanı sıra edebiyat alanında da dikkat çekici eserlere imza atar:

  • Bahar, Deniz ve Kadın/ Şiirler, 1959
  • CMUK’da İtiraz, Acele İtiraz/Hukuk, 1959
  • Gezi ve Günlük Üzerine Düşünceler/ Denemeler, 1960
  • Cam Parçası/Şiirler, 1961

Kitapları peş peşe çıkarken, şiir ve sanat günleri düzenlediği, dernek çalışmaları yaptığı, çeşitli edebiyat dergileri çıkardığı bu dönemde İsmet Kemal Karadayı fark yaratan bir Cumhuriyet Savcısıdır.

MADENCİLERİN ÖLÜMÜNDEN SORUMLU OLANLARI TUTUKLATIR

1961 yılında Osmancık Alpagut’ta bir maden ocağında meydana gelen grizu patlamasında hayatlarını kaybeden madencilerin ölümünden sorumlu olanları bulup tutuklatan savcı  da İsmet Kemal Karadayı’dır.

1963 yılında Kızılcahamam’a atanınca sunuculuğunu da  yaptığı sanat gecelerinin konukları  Hasan Hüseyin Korkmazgil, Kul Hasan, Mahmut Makal, Behzat Ay… gibi isimlerdir.

Cezaevinde Köy Kalkınması  konulu konferans düzenlediği için yine soruşturma açılır, ardından aklanır.

Basında bu sefer AP’liler tarafından hedef alınır. İnönü’nün savcısı  etiketi yapıştırılarak  Niğde’ye sürgün edilir.

1966 yılında sürgün edilerek soğuk bir şubat günü geldiği Niğde’yi benimser.  Niğdeliler için de fark yaratan bir Cumhuriyet savcısıdır artık.   

Öztürkçemiz, TDK’nin Çalışmaları, Düşünce Özgürlüğü/Düşünce Suçları, Gençlik ve Bunalım, Suçlu Çocuklar, Tarihte/Toplumda Kadın, Aydın- Halk İlişkileri vb. açık oturum  ve söyleşiler düzenleyen İsmet Kemal Karadayı bütün kışkırtma ve baskılara rağmen Cumhuriyet’in devrimci savcısı olmaktan vazgeçmemiştir.

TÖS BOYKOTUNA KATILAN ÖĞRETMENLERE DESTEK VEREN SAVCI

1969 yılında TÖS’ün örgütlediği büyük boykotta öğretmen ve halktan insanlara soruşturma açılır. Soruşturma dosyası da bilinçli olarak İsmet Kemal Karadayı’ya verilir. Savcı yapılan boykotun suç olmadığını yasalara dayanarak ortaya koyar. Öğretmenlerin demokratik haklarını kullandığını kanıtlayarak soruşturmaya yer olmadığına karar verir. Ülkenin farklı şehirlerinde TÖS boykotundan dolayı haklarında soruşturma açılan  öğretmenler ve diğer yurttaşların  aklanmasında  bu karar emsal gösterilir. 

Bu kararın ardından Türk Hukuk Kurumunca dünyada ve  ülkemizde ilk kez düzenlenen Yılın Hukukçusu  ödülüyle  onurlandırılır.  Türk Hukuk Kurumu Başkanı Muammer Aksoy,  ödülün gerekçesini şu sözlerle açıklar:

 “Sayın  İsmet Kemal Karadayı’nın yılın hukukçusu seçilmesinin gerekçesi, yıllardan beri, özellikle siyasi görüşlerinden ötürü haksız işlemlere konu yapılmak istenen pek çok kişinin davasında siyasal iktidarların savcısı olarak değil, Anayasa düzenimize yakışan Cumhuriyet Savcısı olarak faaliyette bulunduğundan, konuları körü körüne (bir robot gibi değil), onları Anayasa’nın ışığında gayeci bir yorumlama ile amaçlarına  uygun olarak anlamak suretiyle uyguladığından…”

Bu karar ve onurlandırmayla  bir taraftan yüceltilirken diğer taraftan da tehditlere maruz kalır, ama bunların hiçbiri de onu etkilemez. O bildiği doğrulara ve ilkelere bağlı kalmaya devam eder.

 Atatürkçü, devrimci birlik gücü, çağdaş yaşamalara uygun, o çok sağlam yollarda bizi başarıya götürecektir, bize ulusal kurtuluşlarımızı sürekli sağlayacaktır (Arınmalar, 1985, s. 54). Bu ilkelerden taviz vermeyi usundan bile geçirmeyen bir savcıdır.

İsmet Kemal Karadayı,  üreterek yaşamayı ilke edinmiş aydınlarımızdandır:

  • Unutmak Atları, Şiir,  1972
  • Denemeler Denemeciler Antolojisi, 1977
  • Arınmalar/Gezi-Günlük-Anı- Anlatı , 1985
  • Çağımız ve Özgürlüklerimiz-Hukukun Gerçekleri, 1988
  • Dipnotlu Şiirler/Tipler-Taşlamalar, 1990
  • Ve İyi Günler Hepinize/Öyküler, Öyküseller, Film Öyküleri, 1990
  • Patlıcan Fidelerine Muska/Denemeler,  1992
  • Adalet Diye Diye, Bir Savcının Anıları, Ani- Deneme, 1993

Bilecik’te görev yaparken  Kadın Şairler ve Halk Ozanları Gecesi düzenler. Bu sefer  Sol-Alevi suçlamasıyla karşılaşır ve ilk kınama cezasını da burada alır.

İsmet Kemal Karadayı, sadece bir hukukçu şair ve yazar  değildir. O, her an insanın daha aydınlık, daha özgür, daha adil ve hakça yaşayabileceği bir dünya için mücadele veren,  hümanizmden şaşmayan bir devrimcidir.

Yeni sürgün yeri İstanbul’un şirin kasabası  Şile’dir. Bu görevi süresince de okumaya, yazmaya, yazdıklarını yayımlamaya, açık oturumlara katılmaya devam eder. Bütün  bunlar olurken  soruşturmalar da devam eder, ama o bildiği doğrulardan taviz vermez.  Şile’den Kocaeli’ye sürülür, ardından İstanbul Gaziosmanpaşa’ya atanır. Sonrasında Üsküdar ve Kadıköy’e…

AZİZ NESİN KARARLARI VE YILMAZ GÜNEY’E ÖZGÜRLÜK

İsmet Kemal Karadayı verdiği kararlarla, yazdıklarıyla ve yaşamıyla Cumhuriyetin korkusuz savcısıdır. Düşüncelerini açıkça ifade etmekten çekinmeyen bir savcı…   2 Eylül 1980 tarihli Cumhuriyet’te yayımlanan Cezaevlerindeki Dram adlı yazısı nedeniyle Yüksek Savcılar Kurulundan tebligat alır. Bu durumda bile Aziz Nesin’le  ilgili haklı kararlara imza atmaktan çekinmez.  Zihni Anadol’un 50. Sanat Yılı etkinlikleri kapsamında yaptığı konuşmada, Yılmaz Güney’in özgürlüğüne kavuşması amacıyla gösterdiği çabayı dile getirir.  

Mesleğinde otuz yılını doldurduktan sonra Konya’ya atama kararnamesi çıkar. Bu arada sağlık durumu bozulmaya başlamıştır. 1980 yılında Ankara’dan dönerken kalp krizi  geçirir. Sürgün atama kararının ardından  emekliliğini ister.  1982 yılında emekliye ayrılır.

Avukatlığa başlar. 1982 yılında başladığı serbest avukatlığı 1994 yılına kadar sürdürür.  Avukatlık yaptığı dönemde Pülümürlü hemşehrisi ve can dostu  Cemal Süreya’nın oğlu  Memo Emrah tabanca taşıma meselesinden tutuklanır. Memo’nun  avukatı  babasının yakın dostu İsmet Kemal Karadayı’dır. Memo Emrah’ın sorunları çözülür. Bunun sevinciyle Memo Emrah, “Sen ne güzel amcasın!” diyerek duygularını  ifade eder.

ÜRETKEN BİR YAZAR VE ŞAİR

İsmet Kemal Karadayı, çok sayıda esere imza atmış yazar ve şairlerimizdendir:

  • Söz Gümüşse/Aforizma, 1994
  • Kadın Özgürlük Çağ ve Ölüm Üzerine Şiirler, 1994
  • Sosyalizm Aşk ve Hukuk/Denemeler, 1995
  • Düşün Sanat Dostlarım 1 /Anı Portreler, 1997
  • Taşı Gediğine /Bütünüyle Dipnotlu Dipnotsuz Taşlamalar, 1998
  • Kurtkapanı Şiirleri-Mağma, 1999
  • Hukuksuz Yönetimler- Suskun İnsanlar/ Denemeler-İncelemeler, 2000
  • Ortaköy’de Zaman/Öykü, 2000
  • Bilgelikler Denedim, 2000
  • Düşün Sanat Dostlarım II/ Anı Portreler, 2001
  • Us-Su/ Şiirler-Özünözden’ler, 2002
  • Daldan Dala Felsefe /Düşün-Düş’ler/Ak İmgeler, 2002
  • Politika ve Edebiyatımızda Aykırı Tipler/Portreler Eleştiriler, 2003
  • Günden Güne / Gezi-Günlük- Anı-Anlatı, 2005
  • Biraz İstanbul musun?/Şiir, 2005
  • Çakıllamalar İsmet Kemal-Hatice Cemal/Taşlama Şiirler
  • Bilgelikler Denedim/Taşlama, 2006

İsmet Kemal Karadayı,  aslında hiç emekli olmayan aydınlarımızdan. Cumhuriyet aydını olmanın, Cumhuriyet devrimcisi olmanın duyarlılığı ile üretmiş  ve mücadele yürütmüştür.

ÖDÜLLER

İsmet Kemal Karadayı, eserleri ve  mesleki çalışmalarından dolayı çeşitli ödüllerle ödüllendirilmiştir. İşte onlardan bazıları:

  • Türk Hukuk Kurumu, 1968-1969, Yılın Hukukçusu
  • İstanbul Barosu, 1981, Atatürk İlkeleri ve Hukuk Devrimi konulu incelemede birincilik
  • İsveç 4. Esot Üniversitesi, Culture Hause 1992 Literaty Articles
  • İzmir Belediyesi, 1993, Kadın Şiirleri Yarışması
  • Türkiye Yazarlar Sendikası, 10 Yıl Hizmet Plaketi
  • BEKSAV, 1997, 50. Sanat Yılını Anma Plaketi
  • Edebiyatçılar Derneği, 1999, Altın Madalya ve Onur Ödülü
  • Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği, 2004, Onursal Başkan Plaketi
  • Değişik yıllarda, çeşitli il ve ilçelerdeki konuşma, imza plaketleri

ÖRGÜTLÜ  AYDINLARIMIZDAN

İsmet Kemal Karadayı, örgütlü aydınlarımızdandır. Karadayı’nın faaliyet yürüttüğü örgütlerden belirlenebilenler: Ankara Sanat Kurumu,  BESAM (Kurucu),  Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği  (Kurucu, iki dönem başkan, onursal başkan), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD),  Dil Derneği,  Edebiyatçılar Birliği, Edebiyatçılar Derneği, İnsan Hakları Derneği (İHD), İşçi Partisi, Kadıköy Hukukçular Derneği,  Özür-Der,  PEN Yazarlar  Derneği (Kurucu), TAYAD (Kurucu), Tunceli Eğitim ve Sağlık Vakfı, Türk Dil Kurumu (TDK),  Türk Hukuk Kurumu,  Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS, Üç dönem yönetici), YAZKO.

İsmet Kemal Karadayı,  Oluşum dergisinde  kendi portresini kaleme alır:  

“Çocukluğu ve ilk gençliği Pülümür, Erzincan, Erzurum üçgeninde geçmiş, öğretmen olacakken bir yatılı sınav sonucu hukuku seçmiştir… Yaşarken ve yazarken hukuku eğitimle özdeş görmüş, onlardan kendine düşün ve sanat giysileri örmüştür… İlk kez on bir yaşında sevmiş, denize ilk kez  yirmi bir yaşında girmiştir… …Çocuklu küçük bir memurun oğludur. İçtenliklidir. Göründüğü gibi olan, olduğu gibi görünenlerdendir.”

“… Halk için, dost için sık sık ellerini uzatsa da o kimseye el açmaz, durup el bağlamaz.”

“Ölüm korkutmaz beni. Büyük boşluktur o. Kocaman bir hiç… Onun gerek anlamsızlığı, gerekse korkutuculuğu buradan gelir.” (Patlıcan Fidelerine Muska, s. 156).

 “Niçin Yunus’lar, Karacaoğlan’lar, Pir Sultan Abdal’lar, Dadaloğlu’lar? Niçin Homeros’lar, Dante’ler, Tolstoy’lar, Einstein’ler, Cronin’ler? Fikret’i, Nazım’ı öldürmeyen ne?”

“Çünkü onlar, insan’a insanlık tarihine bakışlarında gerçekçi, derin ve halkçı, insancı idiler. Yaşantıların ayrıntıları, nedenleri üzerine aşkla, toplumların gelişmeleri ve mutlulukları üzerine ışıkla eğildiler, baktılar, gördüler, uyardılar. İşleyişleri süssüzdü, önerileri çıkarsızdı, yaratıları cansız değildi. Bilgili, içtenlikli idiler. Uslarını, sezgilerini insan iyisine, toplum güzeline  kullandılar…” (Arınmalar, s.34).

Pir Sultan’ı, Yunus’u, Karacaoğlan’ı öldürmeyen neyse İsmet Kemal Karadayı’yı yaşatacak olan da odur. O da ülkesinin ve insanlığın daha iyi, daha mutlu, daha adil olması için ben’i  düşünmeden biz için aklını ve yüreğini ortaya koymaktan çekinmemiştir. Daha da ötesi bütün varlığını bu insanlık değerleri için ortaya koymuştur.

İsmet Kemal Karadayı, yazdıklarıyla, yarattığı eserler ve örnek yaşamıyla bizi aydınlatmaya devam edecektir. Biz eserlerini okuyarak, anlayarak ve daha da önemlisi onurlu yaşamından ödün vermeyen yaşamını örnek alarak kendimizi ve yaşadığımız toplumu daha da güzelleştirebiliriz. Yaşamı boyunca kimseye el uzatmayan,  minnet etmeyen değerli hemşehrimizin bizden bir beklentisi de olmamıştır. Bizim yapmamız gereken  küçücük – ama o kadar da anlamlı-  bir şey var. Arkadaşlarından biri,  en sevdikleri ağacı sorar. Orada bulunanların cevapları farklıdır. İsmet Kemal Karadayı’ya da aynı soru yöneltilir.  Pülümürlü Karadayı, tereddütsüz, meşe, cevabını verir. Meşenin en sevdiği ağaç olmasının nedeni, ilk çocukluğunu geçirdiği Pülümür dağlarının meşelerle kaplı olmasının bilincindeki yansımasıdır.

İstanbul Yeni Şeyhli  Mezarlığı’nda uyuyan aydınlanma savaşçısı İsmet Kemal Karadayı’nın baş ucuna Pülümür’den getirilen  meşe palamudunun dikilmesi,  onu anmak  için yapabileceğimiz  en  anlamlı  davranışlardan biri  olacaktır.

Kaynakça:      

Hasan İzzet Dinamo, Sürgün Şiirleri, May Yayınları, 1975.

İsmet Kemal Karadayı,  Arınmalar (Gezi-Günlük-Anlatı), Yenigün Yayınları, 1985.     

İsmet Kemal Karadayı. Patlıcan Fidelerine Muska, Broy Yayınları, 1992.

Vecihi Timuroğlu, Dersim Tarihi, Yurt Kitap-Yayın, 1991.

Tansu Bele-Ahmet Özer, Aydınlanma Savaşçısı İsmet Kemal Karadayı, Artshop, 2016.

1 thought on “PÜLÜMÜRLÜ CUMHURİYET SAVCISI, YAZAR VE ŞAİR İSMET KEMAL KARADAYI

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir