Pülümür-Tunceli kara yolu 68 km uzunluğunda. Söz konusu kara yolu kaya düşmesi, çığ, sel vb. etkenlerden dolayı zarar görüyor. Yola zarar veren etkenlerden birinin de gelişigüzel atılan çöpler ve inşaat atıkları olduğu ifade ediliyor. Beton mikserlerinden rastgele bırakılan beton, Pülümür Çayı ile Pülümür Vadisi’ni kirletiyor.
Bölgede yaşanan güvenlik sorunu, Pülümür Çayı’na paralel uzanan yolda yürütülen bakım ve onarım çalışmalarını olumsuz yönde etkiliyor. Güvenlik kaygısının, çalışmaların sağlıklı biçimde denetlenmesini de engellediği öne sürülüyor. Birkaç yılda bir soğuk asfaltın döküldüğü yolun bazı bölümlerinde rastlanan tahribat, araç trafiğini tehlikeye sokuyor. Bunlardan birinin de Kangallı/Alikuli yakınlarında olduğu görülüyor.
Alikuli’ye yakın bir mesafede, yolun altından kayan topraktan sürücüler ve yetkililerin haberdar olmadığı anlaşılıyor. ‘Askı’da kalan asfalt ve oto korkulukları, olası bir kazanının ipuçlarını veriyor. Oto korkuluklarının havada kalan ayaklarından kimsenin haberdar olmaması, can ve mal güvenliğini tehlikeye atıyor.
Alikuli’deki tahribatın bir benzerinin 1. tünelle Kırmızıköprü arasındaki noktada olduğu ifade ediliyor. Pülümür Çayı’nın, yol kıyısındaki toprağı aşındırmasının yol güvenliğini riskli hâle getirdiği belirtiliyor. Çayın yola zarar vermesini engellemenin en etkili yolunun sağlam duvarların inşasından geçtiği dile getiriliyor. D-885 kara yolunda olası tehlikelerin önüne geçilebilmesi için Karayolları Tunceli 86. Şube Şefliğine büyük görevler düşüyor.
Yetkililerden, Pülümür Çayı ile Pülümür Vadisi’ni kirletenlere ağır yaptırımlar uygulanması konusunda duyarlılık bekleniyor. Çevre kirliliğiyle mücadelede jandarmaya yetki verilmesinin, sorunun çözümüne katkı sunacağı değerlendiriliyor.
(Pülümür Haber, 5 Mayıs 2020)