MEHMET ÖZDEMİR
İSVİÇRE VALAİS SİON’DAN NOTLAR
Dünyanın başka ülkelerinde kullanılıyor mu, bilemem. Ama ülkemizde yaygın biçimde kullanıldığına sıkça tanık oldum. Bizim insanımız, yeşili canlı, ormanı gür bir coğrafya parçasını överken, “Sanki İsviçre gibi bir yer” diyerek anlatır. Hatta bu tür yerleri Doğu’nun, Karadeniz’in ya da Güneydoğu’nun bir köşesi olarak ballandırarak yüceltir.
Üç yıl görev yaptığım Erzincan’ın Kemaliye ilçesi için de benzer nitelemeler yapılınca, içten içe gurur duyduğumu ve keyiflendiğimi söylemeden geçemeyeceğim.
Bir düğün vesilesiyle gezme-görme fırsatı bulduğumuz İsviçre’ye geldiğimizde, hakkında anlatılanların pek de abartılı olmadığını fark ettik.
Uçakla yukarıdan kuşbakışı baktığınızda, görkemli ve bir o kadar da ürkütücü karlarla kaplı Alpler; aşağıya inip ovalardan bakıldığında yemyeşil bir örtü deryasına dönüşüyor âdeta.
Uçsuz bucaksız üzüm bağlarıyla nakış gibi işlenmiş dağlar ve kısmen ovalar… Kayısı, elma ve armut bahçeleri de son derece bakımlı ve verimli.
Tarihi çok eski olmasa da, kale ve inanç merkezleri gibi az sayıdaki tarihî eser özenle korunmuş. Ülkemizle kıyaslandığında sayı bakımından oldukça sınırlı olsalar da, gösterilen titizlik dikkat çekici.
En çok vakit geçirdiğimiz ülkenin güneybatısındaki Valais (Vale) Kantonu’nun başkenti Sion’da bunlara bizzat tanık olduk. Ayrıca, hangi yöne gitseniz küçük ya da büyük göllerle karşılaşıyorsunuz.
Gezdiğimiz diğer kentleri de elimden geldiğince anlatmak isterim.
(Sion, 28 Ağustos 2025)
