(Pülümür Haber)
Köy muhtarlıkları için yürütülen kıyasıya yarış, sinirleri gerdi. İdealistler bir yana, kişisel çıkarların ön planda tutulduğu muhtarlık seçimlerinde bazı adayların sınır tanımayan vaatleri, siyasal çürümenin kırsaldaki iz düşümü olarak görülüyor. Bazı köylerde, seçmen sayısı kadar adayın sahaya indiği gözleniyor. Bu seçimde, köy karakollarında görevli jandarma da oy kullanacak. Peki, muhtarlık seçimlerinde jandarma nasıl tavır alacak? Jandarmanın alacağı tavrın olası sonuçları ne olabilir?
31 Mart’a sayılı günler kaldı. Pazar günü sandıklar kurulacak. Seçim sürecinde, belediye başkanlıklarını hangi parti ya da adayların kazanacağı sorusu öne çıkıyor. Seçimin mahalle ve köylerde büyük gerilimlere yol açan muhtarlık boyutu göz ardı ediliyor.
Birkaç haneli köylerde bile muhtarlık mührünü kimin cebine koyacağı, tartışma konusu oluyor.
Muhtarlık seçimlerinin özellikle son yıllarda giderek önem kazanması, sorgulanmaya muhtaç. Bunun, muhtarlara sağlanan sosyal haklardan kaynaklandığı rahatlıkla söylenebilir. Köy muhtarlığı, sosyal güvence sağlanmadan önce, sınıf başkanlığı kadar bile ilgi görmüyordu.
Şimdi kıran kırana bir mücadele söz konusu.
Zaman zaman gündeme getirilen akıl almaz vaatler, Türkiye’de çürüyen siyasal sistemin kırsaldaki iz düşümü olarak değerlendirilebilir.
Muhtarlık seçimleriyle, köylerin huzuru kaçırılıyor, toplumsal ilişkiler dinamitleniyor, tanımsız düşmanlıkların önü açılıyor.
Kıyasıya rekabet, köylerin barışçıl iklimini âdeta zehirliyor.
‘Kavga’yı, en düşük emekli maaşının yaklaşık iki katı tutarındaki muhtarlık maaşı ve emeklilik primi dışında açıklama olanağı bulunmuyor!
Köye hizmet, hak, hukuk, adalet, eşitlik vb. vaatlerin gerçekçi olmadığının, adayların yanı sıra, köylüler de farkında!
Sıfır bütçeli muhtarlıklarla köylere üniversite kurulamayacağını, Bakırköy müdavimleri de biliyor!
Adaylar, istisnalar bir yana, toplumsal çıkarları gözetmek amacıyla değil, bireysel çıkarlar için sahaya iniyor ve rakipleriyle mikro milliyetçi (soy sop, aşiret vb) zeminde mücadele ediyor.
Köy muhtarlık seçimlerinde üç beş oy bile sonucu etkileyebiliyor. Jandarma karakollarında görevli profesyonel askerlerin oyu, muhtarlık seçimlerinde giderek önem kazanıyor. Jandarma tercihinin, özellikle küçük köylerde belirleyici olduğu değerlendiriliyor.
Bu durumda akla şu soru geliyor:
Jandarma, köylüler arasında büyük gerginliğe yol açan muhtarlık seçimlerinde nasıl tavır almalı?
- Jandarma personeli, karakollarda ortalama 2 yıl görev yapıyor. Yerel seçimler 5 yılda bir yapılıyor. Muhtarların 5 yıllık görev süresi içinde karakol personeli yaklaşık 3 kez değişiyor. Muhtarın görev süresinin beşte ikisi kadar köyde zaman geçiren jandarmanın, muhtarlık seçiminde taraf olmasında, kamunun herhangi bir yarar sağlamayacağı belirtiliyor.
- Jandarmanın kısa görev süresi, adayların sağlıklı değerlendirilmesini engelleyici nitelik taşıyor.
- Jandarma, huzur ve güvenin silahlı güvencesi olarak görülüyor. Silahlı bir gücün, sıradan bir seçimde taraf olmasının, toplumsal algıyı olumsuz yönde etkileyeceği ifade ediliyor.
- Toplumsal yarardan çok kişisel çıkarlardan kaynaklandığı düşünülen tartışmalarda jandarmanın ‘taraf’ olması, TSK’nın itibarını olumsuz yönde etkileyebilecek etkenlerden biri olarak görülüyor.
- Güvenlik kaygısı, yabana atılmaması gereken etkenlerden biri olarak görülebilir. Bu durumda, ‘aykırılık’ların sisteme dâhil edilmesi, il ya da ilçe mülki amirlerinin yetkilerini kullanmalarının akla daha yatkın olduğu dile getiriliyor.
- Jandarmanın, muhtarlık seçimlerinde tartışma yaratabilecek tutum ve davranışlardan kaçınmasının, TSK’nın itibarı ve devlet-vatandaş ilişkilerinde gözlemlenen olumlu gelişmelerin devamına olumlu katkı sağlayacağı savunuluyor.
(Pülümür Haber, 25 Mart 2024)