(Pülümür Haber)

1944 yılında, 1. Dünya Savaşı’nın bitimine   1 yıl kala gözlerini  dünyaya açmıştı.  Yokluk ve kıtlık yıllarıydı. Annesi  Elif Hanım,  o zaman 34  yaşındaydı. 34 yaşındaki anne, babasını ve kardeşini yitirdiğinde 20’li yaşlardaydı.

Ali, baba ve kardeş acısı yaşayan  annenin yürek yarasına merhem olmuştu.  

Babası Kamer Fırat  (1920-1985), acıların büyüğünü yaşamıştı. Babası ve iki kardeşi zorla elinden alınmıştı.  

Elif ve Kamer Fırat çiftinin bütün ömrü, zorluklara kafa tutarak geçti. Çalışarak, üreterek geçirdikleri ömür, başı dik yaşamayı ilke edinenlerin övünç kaynağıdır.  

Ali Fırat, 1956 yılında Mezra (Köyü) İlkokulundan mezun olmuştu

Ali Fırat, Mezra (Köyü) İlkokulundan mezun olduğunda 12 yaşındaydı.  1956 yılıydı.  Pülümür Ortaokulunda okuması için  kalem, defter, kitap, öğrenci şapkası, takım elbiseye ihtiyaç vardı. Daha önemlisi, barınacak yer sorunuydu.  Baba, çocuklarının okumasından yanaydı, ama cepte para yoktu.

Zorluklarla savaşan baba, çocuklarını okutmaya  kararlıydı.

12 yaşındaki oğlunu Pülümür’de ortaokula kaydederek zorluklara meydan okudu.

Baba, üç beş dönümlük tarlada mucizeler yaratarak,  hayvanlarını birer ikişer çoğaltarak çocuklarına kaynak ayırdı.

Bir babanın, çocuklarını okutmak için yürüttüğü mücadele belleklere  kazınmıştı. Sadece baba mı, anne de çocukları için canla başla çalışmış, onlar için elinden geleni yapmıştı.

Ali Fırat (1944-31 Ocak 2023)

Ya çocuklar?

Onlar da boş durmamış, tatillerini,  fedakâr anne ve babaya yardım ederek geçirmişlerdi.  Anne yaylada mı, köydeki bütün işler onlardan sorulurdu.

Ailenin ilk okuyan çocuğu, Ali’ydi. Tunceli İlköğretmen Okulu sınavını kazandıktan sonra düğüm çözülmüştü. Hüseyin, Nuri ve Selahattin de  Tunceli İlköğretmen Okuluna girmeye hak kazanmıştı.

Hem okuyor hem çalışıyorlardı.

İbrahim, başarısını yurt dışında psikiyatri alanında kanıtlamıştı.

Fırat ailesinin başarısının izine,  tarlaları ve tozlu yayla yollarını ıslatan ter damlalarında rastlanabilir.

Ali Fırat, harmanda akıtılan terle kazanılan üç beş kuruşu okul harçlığı yapmış, yokluklar içinde mucizeler yaratmış bir kuşağın armağanıydı. Yıllardır İstanbul’da memleket özlemi çekiyordu.  Mezra köyünde gömülmek istiyordu. Nuri Fırat, ağabeyinin acı haberini alır almaz Fransa’dan yola çıkmış, grevden dolayı zor ve uzun bir yolculuk geçirmişti.

Nuri Öğretmen ve yeğeni Özlem Fırat, memleket özlemi çeken Ali Öğretmen’in vasiyetine uydu.

Bugün saat 14.00’te Kartal Cemevinde bir araya gelen sevenleri, Mezra köyünün sevilen isimlerinden Ali Fırat için saf tuttu. Ali Öğretmen,  2 Şubat Perşembe sabahı uçakla Erzincan’a uğurlanacak. Öğleye doğru Mezra Köyü Mezarlığında sevenlerine kavuşacak.

Pülümür Mezra köyünün karlı yolları, gözlerden süzülen damlalarla ıslanacak.

Bir döneme damgasını vuran fedakâr öğretmen kuşağı için  akacak gözyaşları bu kez…

(Pülümür Haber, 1 Şubat 2023)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir