65 yaş ve üzeri vatandaşlara yönelik sokağa çıkma yasağı, kentlerde yaşayan Pülümürlü yaşlıları bunalıma sürüklüyor. Yaklaşık bir aydır süren sokağa çıkma yasağı ve seyahat kısıtlaması, yaşlıları olumsuz yönde etkiliyor.
Pülümürlü yaşlılar, köylerine dönmek için gün sayıyor.
Havalar soğumaya başlayınca doğudan batıya doğru bir hareketlilik yaşanır. Köylerde yaşayan bazı yaşlılar, kış aylarını kentlerdeki çocuklarının yanında geçirmek için yola düşer. Kışın yurt dışına gidenler de olur. Ankara, Antalya, Bursa, Erzincan, İçel, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Yalova vd. kentlere giden yaşlılar birkaç ay çocuklarının yanında kalır. Kırsal alanda özgürlüğün tadını çıkaran insanlar için apartman daireleri pek de çekici sayılmaz. Çabuk sıkılırlar. Komşuya emanet edilen tavukları, kedileri, köpekleri merak ederler. Dışarıda bırakılan arılar sönmüş mü, kar meyve ağaçlarının dallarını kırmış mı, hasta komşu iyileşmiş mi, diye endişelenirler.
Havaların ısındığı günlerde memlekete dönüş hazırlığı yapan Pülümürlü yaşlılar, koronavirüs engeline takıldı. Valizler hazırlanmış, biletler alınmıştı ki seyahat yasağı getirildi. Yasağın uzaması, Pülümürlü yaşlıları umutsuzluğa sürüklüyor. Apartman dairelerinden dışarı adım atamamak, onların ruh sağlığını bozuyor. Almanya’da, Avusturya’da, İngiltere’de, İsviçre’de mahsur kalan yaşlılar memleket hasreti çekiyor. İstanbul’da, İzmir’de, Bursa’da, Ankara’da, Yalova’da apartmanlara hapsolan Pülümürlüler köylerine dönmek istiyor. Seyahat engeli ve yaşlılara yönelik sokağa çıkma yasağı ülke genelinde uygulanıyor. Karadenizli, Egeli, Güneydoğulu vatandaşlar da benzer sorunlarla karşı karşıya. Salgına karşı etkin mücadele, olağanüstü önlemleri zorunlu kılıyor.
Olgu Psikolojik Danışma ve Aile Danışmanlığı Merkezinden Uzman Psikolojik Danışman Özden Yılmaz Bilgin, konuyu Pülümür Haber’e değerlendirdi. Bilgin, 65 yaşa kolay gelinmediğini belirterek şunları söylüyor:
“Onlar 65 yaşa kolay gelmediler. Bir tür psikolojik sağlamlıkları var, zorlukları aşarak geldiler. Yaşlıları yetersiz gibi algılamak doğru değil. Bu sorunla başa çıkabilirler. Yeter ki biz onlara güvendiğimizi hissettirebilelim. Bu insanlar hâlâ bize umut verecek kişiler olarak görülebilir. Neleri özlediler, bize anlatsınlar. Marul mu ekeceklerdi, deneyimlerini anlatsınlar. Onlara zaman ayırma çabamız olmalı. Zorlukları birlikte göğüslemeliyiz. Zor dönemlerden geçen insanlar travma sonrası stres bozukluğu yaşayabilir. Gelecekte korku, kaygı, öfkeli davranış, hırçınlık, uykusuzluk vb. belirtiler gösterebilir.”
NE YAPILMALI
- Yetkililer, kentlerde yalıtımdan etkilenen vatandaşları aydınlatmak için harekete geçmeli. Devlet yetkilileri, halka umut vermeli. Sokağa çıkma yasağı, seyahat kısıtlamaları, salgınla mücadele takvimi vb. konularda halk aydınlatılmalı. Uzun süreli yalıtım ve yasakların, zamanla kayıtsızlığa yol açabileceği gerçeği göz önünde bulundurularak sonuç alıcı etkili önlemlere başvurulmalı.
- Köye dönüşlerde çiftçilere sağlanan kolaylıkların benzeri, sağlık vb. öncelikler dikkate alınarak, salgınla mücadeleye zarar vermeyecek biçimde, kademeli olarak, yaşlılar için de yaşama geçirilmeli.
- Seyahat izinleri, koronavirüs test sonuçlarına göre düzenlenmeli. Testleri negatif çıkanlara güvenli seyahat hakkı tanınmalı.
- İlçeye/köye girişler, denetim altına alınmalı. İl dışından gelenlere karantina uygulanmalı.
- Salgınla mücadele, aynı zamanda toplumun akıl ve ruh sağlığını koruma mücadelesi olarak görülmeli. Kentlerden memleketlerine dönme olanağı bulamayan ve zorunlu yalıtımdan etkilenen vatandaşlara psikolojik destek verilmeli. Bu amaçla, Rehberlik öğretmenleri seferber edilmeli. Rehber öğretmenler, vatandaşlara psikolojik danışma hizmeti sunmalı.
- Toplu ulaşım olanaklarının kısıtlı olduğu bugünlerde vatandaşların bireysel ulaşıma mecbur edilmesi, yüksek maliyet ve risklerden dolayı sorunlu. Memlekete dönüşler için güvenli ve ekonomik ulaşım olanakları yaratılmalı.
(Pülümür Haber, 19 Nisan 2020)