
BUGÜN BİZE PİR GELDİ

YILMAZ FIRAT

Babam, tüberküloz tedavisinden dönmüştü. Aylardan Mayıs, yıl 1976. Bunu duyan Nazımiye’nin Çamurek köyünden Kureyşan Ocağı’ndan pirimiz Bawa Ç., babama geçmiş olsun ziyaretine geldi.
Babam o akşam bir oğlak kesti, komşuları da davet ederek pirimize yemek verdi. Ertesi sabah, babam, pirimiz ve ben misafir odasında kahvaltı yaptık. Sonra babam bütün ev halkını misafir odasına çağırdı. Pir divana oturdu. Babam tam karşısına geçti, hepimiz de arkasında tek sıra hâlinde dizildik.

Babam, elindeki bir avuç kâğıt parayla yanıma geldi. Paralı eliyle başımın üstünde bir daire çizdikten sonra, pirin önünde secdeye varır gibi çöktü. Üç defa ilerleyerek yeri öptükten sonra parayı pirin avucuna bırakıp elini öptü ve kenara çekilip dara durdu. Sonra annem, ardından ablalarım ve ben aynı ritüeli tekrarlayıp dara durduk.

Pirimiz, nasihatler etti, temennilerde bulundu. Sonra Türkçe, Arapça ve Kırmançki dillerinde dualarını okudu, gülbangimizi bağladı. Pirimizi kapıdan yolcu ederken, babamdan bir pantolon istedi. Babam da ablama seslendi: “Askılıktaki pantolonları indir.” Pantolonlar geldi. Pirimiz pantolonları evirip çeviriyor, dikkatle bakıyordu. Sonunda, “Üstündekini istiyorum, Çavuş,” dedi (babamın lakabıydı).
Babam, üzerinde takım elbise olduğu için biraz duraksadı; takım elbisesi bozulacaktı. Sonra geçip dunuqe (gizli oda) denilen yere gitti, üzerini değiştirdi ve pirimize takım elbisesini verdi. Hiç kimse üzülmedi.
Ben hariç…
(Pülümür Haber, 28 Nisan 2025)