MUSTAFA PALA

Narin için

na rin na rin na…
sazımın titreyen teli kırıldı
boz bulanık akarken derenin suyu
ağacın incecik dalı kırıldı

aydınlık ve tazeydin düşlerin gibi
evden okula taşırdın okuldan göğe
fırtınada küller gibi savruldu

ne nasıl nerede ne zaman kimdi
görenekti gördüğün bütün irinler
kaldırmadı yüreğin tıp tıptı durdu

sen sustun şarkının vezni bozuldu
boynunda karanlığın parmak izleri
kanayan yarandan haz alıyordu

kırılmıştı kollar yen içindeydi
kopuk bacak cansız beden çuvalda
solmuş kalmış yüzler kızarmıyordu

kör ve sağırdı insan, duvardı töre
dudağından düştü içli bir türkü
köyün beyi onu da alnından vurdu

çürümüş söz kokmuş inan ve herkes
geleneğin pusladığı camın ardında
tarihin sonunu izliyordu

rin na rin na rin…
ses geçirmez toprağın ağır ve derin
üstünde yeşerir yeni bir hayat
imgelerine inat kara şiirin!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir