(Pülümür Haber)
Pülümür Vadisi’nde 52 yıl boyunca unutuldular. Ölüm nedenleri ve memleketlerine niçin gönderilmedikleri bir türlü öğrenilemedi. Onlarla ilgili konuşulanların çoğu, söylentilerden ibaretti. 20’li yaşlarda toprağa düşmüşlerdi. Peki, niçin? Çığ altında mı kalmışlardı, yoksa başka bir üzücü olay mı yaşanmıştı, belirsiz. Biri Bayburtluydu, diğeri kesin olmamakla birlikte, Kocaeliliydi. Şehit Er Yusuf Küçük ve Şehit Er İsmail Kıranta Altıntaş, yaşasaydı 88 yaşında olacaktı.
Pülümür Vadisi’nde, Tunceli-Pülümür kara yolunun kenarında yan yana iki mezar. Pülümür Çayı’na komşu mezarlar. Rabat’ta, Büyükyurt (Hakis) yol ayrımına yakın bir yerde. Mezar taşlarındaki bilgiye göre biri 1954’te, diğeri 1955’te sonsuzluğa uğurlanmış.
1934-1935 doğumlu olmalılar.
Bayburtlu Jandarma Er Yusuf Küçük, 25 Ocak 1954’te yaşama gözlerini yummuş. Kocaelili olduğu tahmin edilen Jandarma Er İsmail Kıranta Altıntaş, 1955’te göçmüş bu dünyadan. Mezar taşında, ölüm tarihinin sadece yılı belirtilmiş.
Rabat Jandarma Karakolunda görevli oldukları düşünülen iki jandarma erinin ölüm nedenleri kesin olarak bilinmiyor. Yaygın görüşe göre, çığ altında kaldılar. Pülümür Kırmızıköprü tüneller-Nazımiye yol ayrımında sıklıkla yaşanan çığ felaketleri, bu görüşün yabana atılmaması gerektiğini düşündürüyor.
Jandarma Er Yusuf Küçük ve Jandarma Er İsmail Kıranta Altıntaş’ın, 1954-1955 yıllarında niçin, nasıl öldükleri ve memleketlerine niçin gönderilmedikleri konusu yeniden araştırılabilir.
İki askerin yaşama gözlerini yumdukları yerde toprağa verilme nedeni belirsiz. Bunun nedeni, kış koşullarından kaynaklanan zorluklar olabilir. Farklı nedenler de akla gelebilir.
İki Mehmetçiğin mezarına, 2006 yılına kadar Nazımiye köylülerinden başka sahip çıkan olmamış. Rabatlılar, mezarların etrafını taşla çevirmiş, koruma altına almış. İki garibin mezarının başında gözyaşı döken köylüler olmuş.
2006 yılında, dönemin Nazımiye Kaymakamı, Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı Ankara Grubu Müfettişi Serdar Köse, şehitlerle ilgili bir araştırma yapmış. Ayrıntılara ulaşamamış, ancak adlarını öğrenmiş. Genç Kaymakam, şehit mezarlarını mermerden yaptırmış, korkuluklarına bir de levha astırmış. Levha zamana yenik düşmüş.
Pülümür Vadisi’ni serinleten rüzgâr, bir ceviz ağacının altında yatan Jandarma Er Yusuf Küçük ve Jandarma Er İsmail Kıranta Altıntaş’ın baş ucundaki bayrağı dalgalandırıyor.
Vadiden sarp kayalıklara ve meşe ormanına, nedeni kesin olarak bilinmeyen acı olayın hüznü yayılıyor.
(Pülümür Haber, 8 Kasım 2022)
Ben Alaattin Kücük. 2022 Ekim ayında yaptığınız yayın(da adı geçen) Şehit Yusuf Küçük’ün yeğeniyim. Rahmetli telefon tellerinin bakımı için görevli iken çığ altında (kalmış). (Çığ altında kalan) arkadaşı, bizim bildiğimiz kadarı ile Kırklareliliydi. Çığ afetinde şehit oldular. Yusuf Küçük amcam, 7 kardeşti. Hâlen tek bir amcam sağ. Benim bu yazımdan anlaşılacağı gibi amcamı ailemiz hiç unutmadı. Ben 4 yaşındaydım. Onu, izine gelmişti, hatırlıyorum. İzin dönüsü onu artık bir daha göremedik, rahmetli oldu. Onu unutmayan bir çok yeğeni mevcut, benim gibi.. 10 yıl evvel o mezarları ben de ziyaret ettim. Bu yazınız ve resimlerinizi Google’da buldum. Cenazeler neden gönderilmedi? Çok büyük kar kış şartlarından. Devletimizin gücünü şimdiki gibi sanmayalım. O şehitleri yıllarca koruyan Tunceli halkına, o mezarları 2006’da anıtlaştıran Nazımiye Kaymakamlığına ve askerî yetkililere, Yusuf Kücük’ün ailesi adına ben Alaattin Küçük olarak minnet borçlu olduğumuzu bildirip, çok teşekkür ediyorum. Bu haber için de Pülümür Haber’e başarılar dilerim
Ben Atilla KÜÇÜK, hazırlanan bu haber vesilesiyle; Tunceli Nazımiye Halkına ve 2006 yılında Şehitler için yaptırılan anıt mezarda emeği geçen dönemin yetkililerine müteşekkir olduğumuzu belirtmek isterim, ayrıca derlenen haber için Pülümür Haber’e teşekkür ediyorum.