Pülümürlü Mutlu ailesinin, Pülümür-Erzincan kara yolunun 14. kilometresinde yaptırdığı çeşmenin kullanım biçimi, deneyimli bazı psikiyatrları bile çileden çıkarıyor! Eski Dağyolu Jandarma Karakolu yakınlarındaki çeşme, ‘arızalı’ davranışlara büyüteç tutan uzmanlar için bir tür laboratuvar işlevi görüyor.
Pülümürlü Mutlu ailesi, Pülümür-Erzincan kara yolunun 14. kilometresinde çeşme yaptırmış. Çeşme, eski Dağyolu Jandarma Karakoluna yakın bir yerde. Yorucu yolda soluklanmak isteyenler, yıllar önce, çeşmeye bir adım uzaklıktaki toprak damlı kahvehanede mola verir, çay içerdi. Kahvehane yıkılalı yıllar oluyor. Şimdi çeşme dışında soluklanacak bir yer yok.
Pülümür Dağyolu (Seteriye/Şeteri) köyü yol ayrımındaki çeşme yaptırılırken herhangi bir ‘çıkar’ gözetilmemiş. Sürücüler, aracın kontağını kapatıp beş on dakika çeşme başında dinleniyor. Birçok sürücü ve yolcu, çeşmeyi adabına uygun kullanıyor. Çöpünü toplayıp götürenlerin sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Beş parmağın beşi bir olmaz! Bazı sürücü ve yolcular, mutluluk kaynağı çeşmeye mutsuzluk getiriyor! Rakı ve pet şişeler, maskeler, poşetler, kurnaya doğranmış domates ve salatalıklar… Hayvanların içtiği suya tükürenler… Yıllık burun bakımı için çeşmeye koşanlar…
Bu davranış bozukluklarını tanımlamak kolay değil.
Tanısı konulmamış bir hastalıkla karşı karşıyayız.
Kamuya açık alanların kullanımı konusunda sergilenen davranışlar, deneyimli psikiyatrları bile çileden çıkaracak türden. Türkiye, bilim insanlarının tanımlamakta zorluk çektiği yeni bir insan modeliyle karşı karşıya… Yakıp yıkan, saldırgan, yağmacı, bencil, kaba… Bir ülke, ayağa kalkmak için işe insandan başlamak zorunda… Naif, üretken, dürüst, namuslu, hilesiz hurdasız insana her zamankinden daha çok muhtacız.
Bir çeşmeyi ayakta tutmak için bile ‘insan’a mecburuz.
(Pülümür Haber, 30 Temmuz 2022)