TRT THM SANATÇISI SÜLEYMAN YILDIZ YAZDI/TUNCELİ’NİN KAYDA ALINMAMIŞ TURNA SEMAHI VE   KIRKLAR SEMAHININ ANLAMI, SAZIN ANLATIM İFADESİ

TUNCELİ BÖLGESİNDE KAYDA ALINMAMIŞ TURNA SEMAHI, KIRKLAR SEMAHI VE ANLAMI, SAZIN ANLATIM İFADESİ

SÜLEYMAN YILDIZ

ÖZET  

1992 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Güzel Sanatlar Ana Sanat Dalı Musiki Ana Sanat Dalı Türk Halk Musikisi Alanında yürütülen yüksek lisans tezi için   Tunceli’de yaptığım  araştırmada  üç Kırklar semahı, bir Hubyar semahı, bir Turna semahı  tespit  edilmiştir. Sözü edilen çalışmaya, Tunceli Cem’lerinde Semahların İncelenmesi adlı Yüksek Lisans Tezinde  yer verilmiştir. Daha sonraki yıllarda yapılan  araştırmalarda ise Tunceli bölgesinde Maraş Semahı ve  Kırklar Semahı adlı  iki semah daha tespit edilmiş, notaları ekte sunulmuştur.

Süleyman Yıldız’ın, Kâzım Mansuroğlu’dan derlediği Tunceli Turna Semahı

CEM

Cemin sözcük anlamı toplanma, topluluk demektir. Hak Muhammed Ali yoluna gireceklerin edep erkânı öğrenme toplantılarıdır.[1] Alevilerde ve Bektaşilerde cinsiyet ayrımı yapmadan Hakk’ı,  cem meclisine davet ederek, yüz yüze gönül gönüle birlikte ibadet etme hâlidir. Cem evine diri varılır, ölü varılmaz. [2] Özetle “Alevi ibadetinin adı” cemdir. Cem diye bilinen Alevi ibadetlerinde amaç gönülleri birleştirerek, Hakk’ın birliğine erişmektir.[3] Cemin tören veya ayin diye telaffuz edilmesi doğru değildir. Ceme, cana kıyanlar, hak yiyenler, hırsızlık yapanlar, zina edenler, ırza geçenler giremezler.  Gerçek ceme, bir kadın ancak yetişkin oğlu, kardeşi, eşi veya babası ile girebilir, tek başına giremez.[4]

Süleyman Yıldız (Gönülden İkrarım Vardır Kırklara) 

ALEVİLERDE SAZ VE SAZIN ANLAMI  

Alevi ve Bektaşilerde Cem ibadeti  bağlama   sazı ile yapılır.  Saza telli Kur’an denir ve evin en yüksek yerine asılır. Saz temiz ellerle  çalınır.

Alevilerde saza telli kuran denmesi de şu sözlerle ifade edilir:

  1. Hz. Muhammed kendini ilmin şehri,  Ali’yi de kapısı diye tanımlamıştır. Buna göre sazın teknesi ilmin şehri Hz.Muhammed’i,  sazın kapağı da ilin kapısı  Ali’yi simgeler.
  2.  Sazın kolu Hakk’a giden yoldur, Elif’tir.
  3. Üç sıra teli Allah, Muhammed ve Ali’yi simgeler.
  4. Yedi teli yedileri simgeler.
  5. 12 Perdesi 12 İmamı simgeler.
  6. Karar perdesi şah perdesi olup, diğer perdeler de şah perdesine giden evre ve aşamalardır.
  7. Sazda iki eşik vardır,  biri doğmak diğeri ise  ölmek kapısıdır.
  8. Mi perdesi hüseyni perdesidir,-. Hz. Hüseyin’i  simgeler.
  9. Kılıfına Ali bezi denir.
  10. Sazla çalınıp söylenen deyişler, semahlar ve nefesler Kur’anın sureleri ile eş anlam taşıdığından ve bunlar saz ile çalınıp söylendiğinden dolayı Alevilerde saza telli Kur’an denir. [5]
Usta Sanatçı Süleyman Yıldız

CEMDE  12 HİZMET ERLERİ

1.Pir (Muhammed Ali soyu neslinden olan kişi),

2.Rahber (Rehber de aynı soydan olması gerekirken yozlaşmıştır),

3.Zakir (Saz ve sesiyle cem ezgilerini seslendiren kişi),

4.Gözcü (Cemde olumsuzluk olmasın diye cemi gözeten kişi),

5.Süpürgeci  Cem meydanına süpürge çalan hizmetli),

6.Çerağcı ( Çerağ, mum yakan hizmetli),

7.Sakacı (Su dağıtan hizmetli),

8.Lokmacı-Kurbancı (Kurban kesen ve lokma dağıtan görevli),

9.İbrikçi (El yıkama suyu görevlisi),

10.Pervane (Cem evi dışında denetim yapar),

11.Peyikçi(Cem haberi veren görevli),

12.Kapıcı olmak üzere 12  hizmet eri vardır. Bunların her biri   Cem esnasında  kendi görevini icra ederek cemde sulhu sağlarlar. .

Süleyman Yıldız (Kalksın Kalksın Semaha Kalksın)

SEMAH

Sam ve sim kökünden türemiş semah; Arapça kökenli bir kelimedir. Söz söyleme ve  Alevilerde göğe uçmak anlamına gelir. Birçok kişi Semahı on iki hizmetten biri olarak tanımlasa da bu doğru bir kavram değildir. Eğer cemde semah söyleme bölümü diye bir  bölüm olmuş olsaydı, Duvaz-ı İmamların da bu söyleme göre bir bölüm teşkil etmeleri gerekirdi. Buna göre yukarıda sıralanan hizmetlerin haricinde, Semah ayrı bir hizmet olmayıp, zakirin sırayla  icra ettiği cemin ezgiler  bütünlüğü içinde yer alırlar ki, bu da cemde ayrı bir bölüm olmadığını gösterir. . Böylece  cemde önce ceme hazırlık niteliğinde sırasıyla deyişler, nefesler söylenebilir. Cem başlarken de Duvaz-ı İmamlar, Semah, Miraçlama  ve Mersiyeler söylenir ve  aralarında da  dualar okunur.

Alevi geleneğinde saz ile söz, büyük öneme sahip olduğu gibi, sazsız cem yapmak mümkün değildir. Genellikle söylenen sözler ve ezgiler nasihat, felsefi, inançsal Tanrısal ve yol göstericidir. [6]

Alevi törenlerinin hangisinde olursa olsun, katılanların belirli kurallar içerisinde uyguladıkları davranışlardan biri  de semahlardır. Türkiyenin kimi bölgelerine göre  samah, zamah, semah, semağ biçimini alan bu sözcüğün aslı semadır. Semahlar topluluk, yer şehir ve bazı hayvan adları ile de anılırlar. Cemde yapılması gereken hizmetler bu sıraya göre yapılır.  Bu Cemlerde Hakk’a uçmak anlamına gelen semahlar ise şu isimleri alırlar.

  1. Kırklar Semahı: İsmini Kırklar’dan alan bu semah Anadolu’da en yaygın olanıdır. Kırklar Semahı kadın ve erkekli dönülür. Ağırlama, yürütme, yeldirme ve pervane bölümü olmak üzere dört bölümden oluşur. Ancak ağırlama ve yürütme bölümünü bir sayıp semahın üç bölümden oluştuğunu söyleyenlerde vardır. Bölümleri unutulan semahlar haricinde bütün semahları üç veya dört bölümlüdür denilebilir. Her bölümde usul değişikliği ve temponun artması  mümkündür. Tek bölüm olan semahlar diğer bölümleri unutulan semahlardır. Bu tek bölüm yavaştan hızlıya doğru üç bölüm olarak gerçekleştirilir. Tunceli’de semahlar zakirin hele yürü, soldan yürü, sağa kanatlanın, eğlen dur gibi komutları ile dönülmektedir.

 2.Turna Semahı (Turnanın Alevi Cemindeki Yeri ve Önemi)

Alevilere göre, Hz. Fatıma cennetten geldiğinde beraberinde koyun,  alabalık, ceylan ve turna getirmiş. Bunlar,  insanlar tarafından sevilen ve değer verilen hayvanlar olmuştur. Bunlardan koyun kurban ediliyor. Alabalıklar ve turnalar semah gittikleri için ceylanla  birlikte  kutsallar arasında yer almaktadır. Anadolu başta olmak üzere, dünyanın birçok yerinde turnalar bereket, mutluluk, uğur ve refahın simgesi olarak kutsal sayılmış, dürüstlüğün, vefa ve sadakatin, bereket, sabır, sevgi ve özgürlüğün simgesi olmuş, sılaya haber götüren mübarek bir kuş olarak kabul görmüştür.

Süleyman Yıldız

Turna Kelimesinin Etimolojik Analizi

Turna, turn, kökünden türeyen bir sözcük olup, gökte uzun uçuşlarla turlamak ve dairesel dönmekten gelir. Turna tek eşli otçul ve etçil bir kuş olmakla birlikte, bir çok inanç ve mitolojide yer alır.

Genelde sulak yerlerde yaşayan turnalar, leylekler ve flamingolarla fiziksel benzerlikler gösterir. Flamingolara da allı turna denilmektedir. Dünyada yaşadığı ifade edilen 15 turna türünden ikisinin Türkiye’de olduğu söylenmektedir. Turnalar en uzun mesafe uçan kuşlar olarak bilinir. Turnaların dişisini erkeğinden ayırmak oldukça zordur. Turna,  tek eşli ve en sadık kuş türüdür.  Eşi ölen turnanın, kendini suya atarak öldürdüğü söylenir.
Aynaklar, Mısırda Tanrı Toth’un simgesi olduğu gibi, başka inanç ve coğrafyalarda ise başka isimlerle karşımıza çıkıyor. Turnaların, baharda yaptıkları kur ve danslar, insanlığın kültür dünyasında bir çok oyun ve ritüellerde yer aldığı gibi, musikilerinde bile yer bulmuş ve konu olmuşlardır. Turnaların dönme hareketleri Anadolu geleneğine öylesine yerleşmiş ki, şiirlere konu olmuş, turna semahı, turna halayı veya turna barı adıyla anılan söz ve müzikli ezgilere dönüşmüş, yerel folklorun âdeta bir parçası hâline gelmiştir. Mısırda tanrı Toth’un simgesi olan aynak kuşu,  Anadolu’da Toth’un İdrise dönüşmesi ile Telli Turnaya dönüşmüştür. Turna kelimesi bazı coğrafyalarda kuğuya, ,flamingoya da denk gelmektedir. Eski Mısır’da kutsal kuşların başında adı üstünde aynak  ibiş kuşu geliyor. Bu kuşlar Anadolu’da yaşayan kel aylak kuşları ile akrabadırlar. [7]


TURNA  SEMAHI

 Alevilerde en çok bilinen semahlardandır. Her yörede aynı isim ile adlandırılmasına  rağmen söz, ,usul ve müzik unsuru açısından benzerlik göstermemektedir. Turna semahı bazı Alevilere göre İdris peygamberi anlatır,  sembolize eder.  Turna sesi ise Ali avazı diye ifade edilir. Turnanın göğsü sazın teknesine benzetildiğinden, saza telli turna denildiği gibi ,turnaya da bu nedenle telli turna denildiği söylenmektedir.

Hazreti şahın avazı turna derler bir kuştadır
Asası Nil deryasında,  hırkası bir derviştedir.

Sözlerinde olduğu gibi turna deyişlere de konu olmuş, Pir Sultan da Asası Nil deryasında demekle İdris’in Mısırda olduğunu ifade etmektedir.
İdris Peygamber; Eski Mısırlıların Toht olarak bildiği, Yunanlıların Hermes dedikleri, Zerdüştlerin Hürmüz dedikleri kişi.  Anadolu’da İdris ile İlyas olarak karşımıza çıkıyor. Eski Mısırda kullanılan Herkes kelimesi ermiş anlamına geldiği gibi, Türkçede de ermiş anlamına gelmektedir ki bu Alevilerde Hızır’ı ifade eder.

Süleyman Yıldız, yurdun dört bir yanından 2 bin 5 yüz eser derledi

Turna Adının Bazı Lisan ve Dillerde Telaffuzu:
Özellikle Türkçe dil ve lehçelerde turna kelimesi benzerlikler gösterir. Azeri Türkçesinde durna, Başkir Türkçesinde torna, Kazak Türkçesinde tırna, Kırgız Türkçesinde turna, Özbek Türkçesinde torma, Türkmen Türkçesinde durna, Uygur Türkçesinde turna geçmektedir.
Danimarkalılar ve Norveçliler turnaya dırane, İzlandalılar trana diyor. Çinliler ise  hao diyorlar.

Erzurum barlarından dördüncüsünde  turna vardır. Bu oyunu bir kadın ve bir erkek olmak üzere sadece iki kişi oynar ve bunlar bir çift turnayı simgeler. Turna barı, düğünlerde kadınlar tarafından  da oynana gelmiştir. Yunan Girit adasında Homeros destanlarında da buna benzer örnek mevcuttur.

TURNANIN ALEVİ CEMİ VE SEMAHINDAKİ YERİ

Ali Ulvi Baba’ya göre,  cami şeriat kapısı,  cem ise tarikat kapısıdır, tarikat meydanıdır. Cem gülbangi Muhammedi çekilen Ali meydanıdır.
Alevilere göre ise cem, Allah’ın ismi sıfatının zikredildiği, ibadet etmeleri için çağırdıkları birlik ibadetidir. Ceme hırsız, arsız, katil, ırz düşmanı, zina eden giremez. Cemlerde Hakk, Muhammed Ali ve On İki İmam ziktredilir. Deyişler, nefesler,duvazı imamlar ve semahlar söylenir.

Semah, Alevi ve Bektaşilerin dünyadaki bütün günahlardan arınarak tanrıya kavuşmaları için gönülden temizlenerek ruhen maneviyata ,uçtukları andır. Turna Semahı,  söz unsuru açısından turna adının geçtiği sözlerden oluşur.  Semaha gidenler ise turna misali süzülerek semah dönerler.
Âşık Daimi’nin söylediği Erzincan Turna Semahının ve Tunceli Turna Semahının birer kublesinde bile turnanın nasıl anlatıldığını görmek mümkündür.[8]

Gitme turnam gitme nerden gelirsin
Sen nazlı canana benzersin durnam
Her bakışta beni mecnun edersin
Gönülde mihmana benzersin durnam[9]

TUNCELİ OVACIK TURNA SEMAHI

Durnamın kanadı göğen
Gel bizim yerleri beğen
Namert olsun seni döğen
x
Durnam handan gelirsin
Hangi diyarda kalırsın
Hangi bağın gülüsün
Hangi bahçenin bülbülüsün
Al durnam al durnam
kanatlarını sal durnam
Eğlen size bir haber[10]

Turna nazlı canandan Ali’den gönüllere haber getiren ve Aliye ahval götürendir.

Tarikat Cemi, Görgü Cemi, Öğreti Cemi, Kırklar Cemi, Abdal Musa Cemi, Hızır Cemi vb. cemler bulunmaktadır.  Turna Cemi cemi adında  cem bulunmamaktadır. Bu Cemlerden her hangi birinde semaha kalkan veya semah giden kişiye turna denir. Semah sözlerinin turnayı işlemesi ve semah gidenlerin turnayı taklit ederek dönmeleri, Turna Semahı adını alıyor. Semah dönenlerin ve ceme girenlerin turna kadar temiz, günahsız ve sadakatli olması gerekir. Alevi semahları,  Kırklar Semahı, Turna Semahı, Hubyar Semahı, Tahtacı Semahı, Hızır Semahı, Kırat Semahı, ,Bozok Semahı gibi değişik isimlerle anılmaktadır.

Süleyman Yıldız, dedesi Hüseyin Yıldız ve babası Süleyman Yıldız’ın umutlarını boşa çıkarmadı

Alevi ve Bektaşi kültüründe Turna avazı Ali avazı olarak dillendirilir. Cemde gidilen semahlardaki hareketler ağırlama, yürütme ve pervane bölümünde değişkenlik gösterir. Yani ağırlama bölümünde semah gidenler ağır bir şekilde yerinde sayarken,  yürütme bölümünde yürümek ile koşmak arası bir tempo ile yürünür. Pervane bölümünde ise,usulün değişmesi ile tempolu hareketlerle dönerek coşar adım turna hareketleri ile ilerlerler. Bir çok yöremizde olmasa bile Tunceli bölgemizdeki cemlerde semah gidenler, zakirin verdiği sağa kanatlanın,  yeri durnam,veya eylen durnam şeklindeki komutu ile hareket ederler. Cemde semah giden canlar, turnaların gökyüzündeki hareketlerini yansıtan figürlerle semah dönerek Hakk’a ulaşırlar. Turna semahına turna kuşunun figürleri ile girilir ve bir turna misali uçarcasına dönülür.

Yemen ellerinden beri gelirken
Turnalar Ali’yi görmediniz mi
Havanın yüzünde semah dönerken
Turnalar Ali’yi görmediniz mi

Turna bu sözlerden anlaşıldığı gibi, habercidir, Hz.Ali’den cemdeki canlara haber götürüp getiren kutsal bir elçidir.

3.Kırat Semahı:  Alevilerde üç kutsal at vardır.

1-KIRAT: Hz.Ali’nin atı

2-DORU AT: Sır’ı Evliya Düzgün Baba’nın atı

3-BOZ AT: Hz. Hızır’ın atı olduğuna inanılan attır ki, at adına da bu inançta semah dönülüyor.

Alevilerde ceylan, koyun,  turna ve balık,  Hz. Fatıma’nın cennetten birlikte getirdiğine inanılan  kutsal hayvanlardır. Bunlardan turna ve balığın  Cuma gecesi semah gittiklerine inanılır. Ceylana dokunulmaz, koyun ise kurban edilir. Alevilerin geleneksel inançlarında atın da  büyük önemi vardır.  At da kutsallar arasında yer alır. Alevilerde KIR AT, DORU AT ve BOZ AT olmak üzere üç çeşit at vardır. Bunlar sırasıyla

1-Kır At: Hz.Ali’nin atı

2-Doru At: Sır’ı Evliya Düzgün Baba’nın atı

3-Boz At: Hz. Hızır’ın atı . Bu atların üçüde kutsallar arasında yer alıyor ki,  adına semah dönülüyor.

4. Hızır Semahı: Hızır darda olanların carına yetişen olağanüstü güce sahip her kese görünmeyen kutsal ve nur yüze sahip torbası olan kişidir. Alevilerde Hz. Hızır adına hem semah  dönülür hem de cem yapılır.

5-Hubyar Semahı : Güzel Cemal,  Nur Cemal Semahı

6. Yer İsmi Alan Semahlar: Maraş Semahı, Koyun Semahı, Tahtacı Semahı, Trakya Semahı, Kısas Semahı, Afyon Semahı, Rodos Semahı gibi isimlerle  anılmaktadırlar.

MARAŞ SEMAHI: Tunceli/Hozat/Bargini köyünde Seydali Aktepe’den 1995’te derlediğimiz bir semahtır.  4/4 lük usul yapısı ile başlayan semah Pervane bölümündeki usul değişikliği ile 6/8 usul yapısına geçerek hızlanır. Donanımına Si bemol 2 alarak bazen Si natürele dönerek seyreder ve biter. Bu semahın Maraş Semahı olarak adlandırılmasında iki olasılık akla gelmektedir. Birincisi,  Bargini köyünden Maraş’a giden pirlerin orada öğrenmesidir. İkinci ise  Maraş’tan Bargini’ye gelen pirlerden öğrenilmesidir. [11]


KAYNAKÇA:

[1] )Muharrem Naci Orhan Dede Malatya Arguvan (Süleyman Yıldız, Yüksek Lisans tezi,   s.3.

[2] )Kâzım Mansuroğlu ,Süleyman Yıldız Tunceli Cemlerinde Semahların incelenmesi, s.3.

[3] )Ahmet Yurt açıklaması. Süleyman Yıldız,Tunceli Cemlerinde Semahların İncelenmesi, s.3.

[4] Süleyman Yıldız araştırmalarından aktarılmıştır.

[5] Nejat Birdoğan (Anadolu Gizli Kültürü Alevilik Kitabı ve Süleyman Yıldız araştırmalarından .

[6]  Süleyman Yıldız araştırmalarından.

[7] Ansiklopedik bilgilerden aktarılmıştır.

[8] Ali Ulvi Baba anlatı ve bilgilerinden aktarılmıştır.

[9] Aşık Daimiden alınan Erzin dolaylarından bir semah sözü

[10] .Tunceli Ovacık Koyungölü köyünde Süleyman Yıldız’ın  Mustafa ve Zeynel Batar’dan derlediği  semah.

[11] .Süleyman Yıldız’ın araştırmalarından aktarılmıştır.

Süleyman Yıldız (Sultan Suyu Gibi Çağlayıp Akma)
Maraş Semahı
Maraş Semahı

MARAŞ SEMAHI

GEL BENİM DERDİME BİR DERMAN EYLE

ALEMLER DERDİNE DERMAN OLAN ŞAH

ÖZÜNÜN HÜKMÜYLE BİR FERMAN EYLE

ÂLEMLER HÜKMÜYLE FERMAN OLAN SAH

HÜDEY HÜDEY HÜDEY DERMAN OLAN SAH-(2)

SEYRANGAHI İMİŞ ARŞI YÜCESİ

DÜLDÜL İMİŞ KANBERİNİN HOCASI

SERVER MUHAMMEDIN MIHRAÇ GECESI

YEDINCI KAT ARSTAARSLAN OLAN SAH

HÜDEY HÜDEY HÜDEY ARSLAN OLAN SAH

BİNBİR İSMİ VARDIR BİR İSMİ ALİ

HAK SANA DEMIS BEKTASSIN VELİ

SENSİN BU CİHANIN AHÎR EVVELİ

18 BIN ÂLEME SULTAN OLANSIN

HÜDEY HÜDEY HÜDEY SULTAN OLANSIN

PIR SULTAN ABDALIM KALU BELİYE

SOFRASI MEYDANDA BEKTAS VELİYE

BIR ISMI MUHAMMED BIRIALIYE

ALIYOL HAYDARA BENZETTIM SENİ

Pervane Bölümü

BENA MI FANİDİR DÜNYANIN CENNETİ

ALT ÜST OLMUS YOLU TEZIZ KIYMETİ

DILE DESTAN OLMUS ALININ ZİYNETİ

YANDIK ASIR YANDIK SENIN ELINDEN

YANDIK ZAMAN YANDIK SENIN ELİNDEN

HEY DOST HEY DOST HEY DOST PIR ASKINA

HEY DOST HEY DOST HEY DOST YARDIM ET DÜSKÜNE

BİNBİR DONDAN GELİR ALİ’NIN RENGİ

CİHANDA BULUNMAZ EMSALI DENGİ

MÜRŞİDİ KAMİLLER VERİR GÜLBENGİ

YANDIK ASIR YANDIK SENİN ELİNDEN

ŞAH HATAYIM DERKİ SEYTAN NE YAPAR

KENDINI BİLMEYEN ŞEYTANA TAPAR

GAMI GASAVETİ YOLUNA ATAR

YANDIK ZAMAN YANDIK SENİN ELİNDEN

YANDIK ASIR YANDIK SENİN ELİNDEN

HEY DOST HEY DOST HEY DOST PIR AŞKINA

HEY DOST HEY DOST HEY DOST YARDIM ET DÜŞKÜNE

Tunceli Kırklar Semahı

KIRKLAR SEMAHI

KALKSIN KALKSIN SEMAHA KALSIN

TALİP OLAN SEMAHA KALKSIN

GELİN EY NAZLI EY CANLAR

ALİYEL MÜRTEZA HAYDAR

BÜTÜN DEVİR BUNU SÖYLER

BUGÜN DEVRANI SULTANDIR

YÖRÜ YÖRÜ SOLDAN YÖRÜ

KERVAN GİTTİ KALMAN GERİ

DEHEM GELDİ DEHEM GELDİ

ALİ ABA ŞAHA GELDİ

ŞAHA GELDİ ŞARIMIZA

BUGÜN BAYRAMDIR BİZE

EĞDİM GÜLÜN DALINI

KOPARMIŞ YAPRAĞINI

ARADA BİR YÜZÜM SÜRSEM

ŞAH HÜSEYİN TOPRAĞINI

YENİDEN CEVROLDU CEFA

MÜMİNE İMAN GELDİ

PİR İLE HAKKA VARILMAZ

ALİ GEREK YOL OĞLUNA

ARI GEZER HER ÇİÇEKTEN

BALI GEREK YOL OĞLUNA

DERYALARDA GEZER KAYIK

KİMİ SERHOŞ KİMİ AYIK

BAHÇEMDEKİ KÜÇÜK LAYIK

GÜLÜ GEREK YOLOĞLUNA

Pervane Bölümü

SAĞA KANATLANIN HALLAH HALLAH*

ÇEKİP BİZİ BU DERYA’YA

GETİRENİN DEMİNE HÜ

İKİ GÖNÜL BİRLİĞİNE

YETTİRENİN DEMİNE HÜ

KUDRETTEN GİYMİŞ DONUNU

HÜNKÂRA DÖNMÜŞ YÖNÜNÜ

KALBİNDE KUDRET KİNİNİ

SİLDİRENİN DEMİNE HÜ

BUDUR HATAYI DEMEĞİ

ZAY OLMAZ MÜMİN EMEĞİ

GELDİ KIRKLARIN YEMEĞİ

YEDİRENİN DEMİNE HÜ.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir